Kristal Çocuklar

İnternet devriminin başlangıcına şahitlik etmiş Milenyum Kuşağı’nın aksine dijital dünyanın içine doğup orada yetişen Z Kuşağı(1996 – 2010 yılları arasında doğanlar) markaların vazgeçilmezi olmaya hazırlanıyor.
Peki, birkaç yıl sonra iletişimciler için önemli bir kitleyi oluşturacak olan Z kuşağının, nam-ı diğer Kristal çocukların özellikleri nelerdir?
Dünya nüfusunun yaklaşık %19’unu oluşturan Z’ler, Türkiye nüfusunun ise yaklaşık %17’sini oluşturuyor.
Z kuşağı bireyleri insanlık tarihinin el, göz, kulak ve motor beceri senkronizasyonu en yüksek nesli olarak tanımlanıyor.
Z’ler olgun, işini bilen ve kendi kendini idare edebilen girişimci karakterdeki bireylerden oluşuyor.
Z Kuşağı her türlü teknolojik gelişmeye adapte olma becerisine sahip. Teknoloji ile iç içe olmak yaşamlarının temelini oluşturuyor. Önceki kuşaklar için yüz yüze sosyalleşmek önemliyken Z kuşağı için teknolojinin sunduğu faydalarla iletişim sağlamak önem kazanıyor.
Her daim online olan kuşak anlık sonuçları görmeyi istiyor.
Teknolojiye bu denli yakın olan kuşak, bilgiye de kolay ve hızlı ulaşıyor.
Z kuşağı bireyleri, ulaştıkları bilgiler arasında bağlantı kurabilmesine rağmen bilgiyi kullanmakta zorlanıyor.
Z‘ler dünyada fark yaratacak işlerde bulunmayı ve hobilerini işe dönüştürmeyi istiyorlar.
Z kuşağı bireyleri bir önceki kuşak olan Y’lerin arasındaki en belirgin farklar ise;
Z kuşağı 5 farklı ekran kullanırken, Y kuşağı 2 ekran kullanmayı tercih ediyor.
Z kuşağı içeriklerin hem üreticisi hem tüketicisi konumundayken, Y kuşağı bireyleri sadece içerikleri tüketiyor.
Z kuşağı görsellerle iletişim kurarken Y kuşağı metinlerle iletişim kuruyor.
Y kuşağı bireyleri şimdiki zamana odaklanırken Z kuşağı geleceğe odaklanıyor.
Z kuşağı gerçekçi bir hayat görüşüne sahip, Y kuşağı ise iyimser.