Şehri Terketmek İçin 5 Neden
Gittikçe göklere yükselen şehirlerde toprağın kokusunu unutmaya başladık, gri tonlarının etrafımızı sardığı bir dünyada yeşilin tonlarını çevremizden silmeye başladık. Neden böyle bir şey yapıldığına dair birçok teori olmakla birlikte biz bunu insanın doğasına bağlamakta bulduk. Nerede o eski günler… Klişelerine uf puf deyip geçenler, muhtemelen ya şehir yaşamından ya hiç uzaklaşmamıştır ya da şehir onların ellerini kollarını bağlamıştır. Doğanın içinde huzurla tatlandırılmış bir hayat çok uzaklarda değil.
Hayatın koşuşturmacası, insan ve araç trafiği derken gün boyu stres ve sıkıntıyı çekmeye ne gerek var. Şehre elveda demek için yeterli bir neden gibi. Belki bir balıkçı kasabasına gidersiniz ve bir roman yazamaya başlarsınız belki sadece denize bakarsınız.
<a style=”font-size:8px;” href=”http://www.shutterstock.com/gallery-2372615p1.html?cr=00&pl=edit-00″>Lifebrary</a> / <a href=”http://www.shutterstock.com/editorial?cr=00&pl=edit-00″>Shutterstock.com</a>
Doğa bize küsmüş olabilir, bin yıl yüzünü göstermese de haklı. Diyecek sözümüz yok. Yeşilin rengini görmeyeli, yağmurun toprakla getirdiği o muazzam kokuyu duymayalı ne kadar oldu. Ağaçların altında piknik yapmayı, dallarında meyve toplamayı, şehrin bahçesi olan doğaya çıkmayalı ne kadar oldu? Uzun zaman oldu değil mi ama bu kadar yeter. Şehre kısa bir mola ver, doğaya “ben geldim” de. Eminiz seni geri çevirmeyecek.
Her şeyin pahalı olduğu bir şehirde ne için çalışıyoruz? Marka kıyafetler, güzel bir akşam yemeği için mi? Ah be şehir, aldığın kadar versen keşke! Ucuz yaşamın olduğu, kendin ekip biçtiğin bir çiftlik hayatı, özgürlüğün dört nala koştuğu bir diyar… Seni bekliyor.
Masumiyetin kenara bırakıldığı bu şehirde hırsızlık, yalan, entrika, cinayet…
Tehlikenin kol gezdiği bu şehirde, her an tetikte olmak bıktırdıysa sizleri, gitmek için sağlam bir nedeniniz var demektir. Ege’de cennet gibi bir köyde hayallerine yelken aç.
Gidecek yer bulamadıysan burasını dene.